Bugünün Sorunlarına, Geleceğin Çözümleri...
Soru & Cevap Kariyer +90 212 325 25 01

7194 Sayılı Kanun İle Vergi Kanunlarında Yapılan Değişiklikler

 

7/12/2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı  “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile;

 

-      Dijital hizmet vergisi, değerli konut vergisi ve konaklama vergisi adında üç yeni vergi hayatımıza girmiş,

 

-       Gelir vergisi tarifesi değişmiş,

 

-       Vergi uyuşmazlıklarının çözümünde “kanun yolundan vazgeçme” adında yeni bir müessese ihdas edilmiş,

 

-       Kambiyo muameleleri vergisi artırılmıştır.

 

Kanun ile yapılan değişiklikler ve getirilen yenilikler bunlarla sınırlı değildir.

 

Bu duyurumuzda 7194 sayılı Kanun ile vergi uygulamasında yapılan değişiklikler özetlenmiştir. Dijital hizmet vergisinin detaylarına bu vergi ile ilgili hazırlamış olduğumuz duyuruda yer verilecektir.

 

 

A- Dijital Hizmet Vergisi İhdas Edilmiştir.

 

1) Dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen dijital hizmetlerden elde edilen hasılat üzerinden %7,5 oranında dijital hizmet vergisi adında yeni bir vergi ihdas edilmiştir.

 

Verginin mükellefi dijital hizmet sağlayıcılarıdır. Ancak ilgili hesap döneminde dijital hizmetlerin sunumundan elde edilen hasılatı;

 

a) Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon TL’den veya

 

b) Dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından 

 

az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf tutulmuştur.

 

Dijital hizmet vergisinde vergilendirme dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleri olarak belirlenmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlığına, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit etme konusunda yetki verilmiştir.

 

Dijital hizmet vergisi, Kanunun Resmi Gazete'de yayımı tarihini izleyen 3 üncü ayın başında yani 1/3/2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

Dijital hizmet vergisi uygulamasına ilişkin detaylı açıklamalara bu konuya özel olarak hazırlamış olduğumuz duyuruda yer verilecektir.

 

 

B- Konaklama Vergisi İhdas Edilmiştir.

 

2) Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi  gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetlerle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) konaklama vergisine tabi tabidir.

 

Konaklama vergisinin mükellefi yukarıda sayılan hizmetleri sunanlardır. 

 

Vergi doğuran olay ise yukarıda sayılan bu hizmetlerin sunulmasıyla meydana gelmektedir.

 

Konaklama vergisinin matrahı, verginin konusuna giren hizmetler karşılığında, KDV  hariç, her ne suretle olursa olsun alınan veya bu hizmetler için borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamıdır.

 

Konaklama vergisinin oranı %2 olarak belirlenmiştir. Cumhurbaşkanı, bu oranı bir katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, bu sınırlar içinde farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir.

 

Konaklama vergisi, konaklama tesislerince düzenlenen faturalarda ayrıca gösterilecek, ancak KDV matrahına dahil edilmeyecektir.

 

Aşağıda sayılan hizmetler konaklama vergisinden istisna edilmiştir:

 

a) Öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında öğrencilere verilen hizmetler.

 

b) Karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları ile uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve mensuplarına verilen hizmetler.

 

Konaklama vergisinde vergilendirme dönemi takvim yılının birer aylık dönemleri olarak belirlenmiştir. Vergi, beyanname ile izleyen ayın 26 ncı günü akşamına kadar KDV yönünden bağlı olunan vergi dairesine beyan edilerek aynı süre içerisinde ödenecektir.

 

Konaklama vergisi 1/4/2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

 

C- Kambiyo Muameleleri Vergisinin Oranı Artırılmıştır.

 

3) Kambiyo muameleleri vergisinin oranı binde 1’den binde 2’ye çıkarılmıştır. Cumhurbaşkanına kambiyo muameleleri vergisini 10 katına kadar artırma konusunda yetki verilmiştir.

 

 

D- Gelir Vergisi Kanununda Değişiklikler Yapılmıştır.

 

4) Gelir vergisi tarifesinde değişiklik yapılmış; gelir dilimi sayısı dörtten beşe yükseltilmiş ve en üst dilime uygulanacak vergi oranı %40 olarak belirlenmiştir.

 

Vergi dilimleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir;

 

 

 

18.000 TL'ye kadar                                                                                       %15

 

40.000 TL'nin 18.000 TL'si için 2.700 TL, fazlası                                %20

 

98.000 TL'nin 40.000 TL'si için 7.100 TL, 

(ücret gelirlerinde 148.000 TL'nin 40.000 TL'si                                  %27

için 7.100 TL), fazlası

 

500.000 TL'nin 98.000 TL'si için 22.760 TL, 

(ücret gelirlerinde 500.000 TL'nin 148.000 TL'si                                %35

için 36.260 TL), fazlası

 

500.000 TL'den fazlasının 500.000 TL'si için 163.460 TL, 

(ücret gelirlerinde 500.000 TL'den fazlasının 500.000 TL'si           %40

için 159.460 TL), fazlası

 

Yeni gelir vergisi tarifesi 1/1/2019 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Duyurumuzun devamında ayrıntısı yer aldığı üzere, 2019 yılında elde edilen ücret gelirlerine Kanunun yürürlüğünden önceki tarife uygulanacak, bir diğer deyişle ücret gelirleri bakımından yeni tarife 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacaktır.

 

5) Telif kazançları toplamı, 103 üncü maddede yazılı gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (mevcut durumda 500.000 TL’yi) aşanlar Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan telif kazançları istisnasından yararlanamayacaktır. Bu düzenleme 1/1/2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fırkası uyarınca gerçek gelirlerini beyan etmek zorunda olan serbest meslek erbabının aynı madde kapsamında yapacağı ödemelerden stopaj yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Kanunun 18 inci maddesi kapsamında beyan yükümlülüğü altına girecek olan serbest meslek erbabının 94 üncü madde kapsamında yapacağı ödemeler üzerinden stopaj yapmayacağı da hüküm altına alınmıştır.

 

6) İşverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda çalışanlara yapılan ve çalışılan günlere ait günlük bedeli 10 TL’yi aşmayan ulaşım amaçlı ödemeler, ücret üzerinden alınan gelir vergisinden istisna edilmektedir. İstisna uygulanabilmesi için buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilecektir. Bu hüküm, Kanunun Resmi Gazete'de yayımı tarihini izleyen ayın başında, yani 1/1/2020 tarihindeyürürlüğe girecektir.

 

7) Gelir Vergisi Kanunun “Teşvik İkramiye ve Mükafatları” başlıklı 29 uncu maddesinin (4) numaralı fıkrasında değişiklik yapılarak basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar ile profesyonel spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler için gelir vergisi istisnası sonlandırılmıştır. Bu hüküm, Kanunun Resmi Gazete'de yayımı tarihini izleyen ayın başında, yani 1/1/2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

8) Binek otomobillerin kira, amortisman, alım-satım ve idame giderlerinin gelir (ticaret ve serbest meslek erbabı yönünden) ve kurumlar vergisi bakımından dikkate alınmasına sınırlama getirilmiştir. 

 

Yeni düzenlemeye göre;

 

a)     Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’ye kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilecektir.

 

b)     Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla % 70’i indirilebilecektir.

 

c)      Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’yi, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı, gider yazılabilecektir. Bu tutarlar her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak ve bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınacaktır.

 

Binek otomobillere ilişkin bu sınırlamalar 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanacaktır.

 

9) Tek işverenden alınan ücret tutarının Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde yıllık beyannameye konu edilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu hüküm 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanacaktır.

 

10) Dava kaybeden tarafından mahkeme kararına istinaden ödenen avukatlık ücretlerinde gelir vergisi stopajı konusunda Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesine hüküm eklenmek suretiyle düzenleme yapılmıştır. Bilindiği üzere bu konu, açık bir yasal düzenleme olmaması nedeniyle uygulamada ciddi sorunlar ve tereddütler yaratmaktaydı. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesine eklenen hüküm ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dahil) ödemekle yükümlü olanların gelir vergisi stopajı yapmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir. 

 

11) Uyumlu mükelleflere vergi indirimi konusunda bir takım değişiklikler yapılmıştır. Birincisi, vergi indiriminden yararlanmak için beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması şartı kaldırılmıştır. Onun yerine, indirimin hesaplanacağı gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibariyle beyanname üzerine tahakkuk etmiş vergilerin ödenmiş olması aranmaktadır.

 

İkincisi, beyanname üzerinde tahakkuk eden vergilerin, mükelleflerin iade alacaklarına istinaden mahsuben ödenmiş olması ve fakat indirimden yararlandıktan sonra iade alacağı tutarının, mahsuben ödenmesi talep edilen vergi borcu tutarının altına düşmesi halinde, eksik ödenmiş durumuna gelen vergilerin mahsuben ödenmek istenen tutarının %10’unu aşmaması kaydıyla vergilerin ödenmiş olması şartının ihlal edilmiş sayılmamasına imkan tanınmıştır.

 

Gelir Vergisi Kanununun mük. 121 inci maddesinde geçen “vergi beyannamesi” ve “vergi” ibarelerinin tanımında da değişiklik yapılmıştır. Buna göre vergi beyannameleri ibaresi, yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi beyannamelerini; vergi ibaresi, anılan Bakanlığa bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.

 

Yeni düzenleme 1/1/2020 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerine uygulanacaktır.

 

12) Yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan getiriler ve döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen gelirler üzerinden yapılacak vergi stopajı oranlarını ayrı ayrı veya birlikte bir katına kadar artırma veya kanuni oranına kadar indirme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir. 

 

13) Sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerin vergilendirilmesini düzenleyen Gelir Vergisi Kanununun Geçici 72 nci maddesinde değişiklikler yapılmıştır. 

 

a) Maddenin uygulanma süresinin sonu 31.12.2023 tarihine uzatılmış;

 

b)  Lig usulüne tabi spor dallarında en üst liglerdeki sporculara yapılan ücret ödemelerinde yapılacak gelir vergisi stopajı %15’ten %20’ye çıkarılmış;

 

c) Sporculara yapılan ödemeler dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyeceğine dair hüküm yürürlükten kaldırılmış; bu madde kapsamındaki gelir toplamının gelir vergisi tarifesinin dördüncü diliminde yer alan tutarı aşması durumunda yıllık beyanname ile beyan edilmesi ve gelir vergisi tarifesine göre vergilendirilmesi öngörülmüştür.

 

d) Yukarıdaki şekilde yıllık beyanname ile beyan edilecek sporcu ücret gelirleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, bu tutarların kendilerine ödenmesi aşamasında yapılmış olan stopajın mahsup edilebilmesi için, bu stopajın vergi dairesine ödenmiş olması şartı getirilmiştir.

 

Sporcu ücretlerinin vergilendirilmesi konusundaki bu değişiklikler 1/1/2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanacaktır.

 

Ancak, yukarıda açıklanan yeni hükümler 1/11/2019 tarihinden önce akdedilerek geçerlilik kazanmış sporcu sözleşmeleri kapsamında yapılan ücret ödemelerine uygulanmayacaktır. Daha önceki sözleşmeler kapsamında yapılan ücret ödemeleri için geçici 72 nci maddenin değişiklik öncesi hükümleri uygulanacaktır. 1/11/2019 tarihinden önceki sözleşmelere ilişkin olarak 1/11/2019 tarihinden sonra yapılan süre uzatımı ve ücreti etkileyen değişiklikler bu kapsamda değildir. Bunlara yeni hükümler uygulanacaktır.

 

14) Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 91 inci madde ile gelir vergisi tarifesinde yapılacak değişikliğin 2019 yılı ücret gelirlerine uygulanmaması sağlanmaktadır. Dolayısıyla, yeni gelir vergisi tarifesi ücret gelirlerine 2020 yılından başlayarak uygulanacaktır. Ayrıca araç kira bedellerinde gider yazılabilecek olan 5.500 TL’lik azami haddin 1/1/2020 tarihinde yeniden değerleme oranında artırılmayacağı düzenlenmektedir. 

 

Ayrıca, yukarıda açıklandığı gibi Gelir Vergisi Kanununun Geç. 72 nci maddesinde yapılan değişikliklerin 1/11/2019 tarihinden önce akdedilerek geçerlilik kazanmış sporcu sözleşmeleri kapsamında yapılan ücret ödemelerine uygulanmayacağı belirtilmiştir. Daha önceki sözleşmeler kapsamında yapılan ücret ödemeleri için geçici 72 nci maddenin değişiklik öncesi hükümleri uygulanacaktır. 1/11/2019 tarihinden önceki sözleşmelere ilişkin olarak 1/11/2019 tarihinden sonra yapılan süre uzatımı ve ücreti etkileyen değişiklikler bu kapsamda değildir. Bunlara yeni hükümler uygulanacaktır.

 

 

E- Vergi Usul Kanununda Değişiklikler Yapılmıştır.

 

15) Vergi Usul Kanununa 160/A maddesi eklenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında;

 

-       Mükellefiyet süresi,

-       Aktif ve öz sermaye büyüklüğü

-       Ödenen vergi tutarı

-       Çalışan sayısı

-       Vergi yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği

 

gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergiye uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılacak risk analizi ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflerin vergi incelemesine sevk edileceği ve bu mükellefler nezdinde yoklama yapılacağı belirtilmektedir. 

 

160/A maddenin devamındaki fıkra hükümleri bize göre hukuk devleti ilkesi yönünden bir takım tartışmaları beraberinde getirmeye adaydır.

 

Vergi Usul Kanununa eklenen 160/A maddenin ikinci fıkrasında, yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı veya defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydı terkin edileceği ve bu durumun mükellefe tebliğ edileceği; tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyetin, terkin tarihi itibarıyla yeniden tesis edileceği hükme bağlanmıştır. Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimlerin, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verileceği ve tahakkuk eden vergiler aynı sürede ödeneceği belirtilmiştir.

 

Neticede İdareye tek taraflı bir tasarruf ile risk analizi ve değerlendirmesi sonucunda vardığı kanaate/şüpheye dayanarak henüz somut bir tespitte bulunmadan mükellefin, mükellefiyet kaydını terkin etme yetkisi verilmekte; mükellefin ancak teminat vermesi durumunda İdare yapmış olduğu işlemi geri almaktadır. Bu şekilde işlem tesis edilmesi için herhangi bir yargı kararının varlığı aranmadığı gibi mükellef hakkında sahte belge düzenleme fiiline yönelik somut bir tespit de bu aşamada gerekli görülmemiştir. Bu düzenleme ile maddede sayılan verilere dayanarak sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu değerlendirilen mükelleflere yönelik bir tedbir müessesesi ihdas edilmektedir. Bir fiili işleme potansiyeli veya riski olduğu “değerlendirilen” mükellefe yönelik somut tespit olmaksızın yapılan ve ekonomik tedbirler içeren müdahalenin hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu düşünüyoruz.  

 

Vergi Usul Kanununun halihazırdaki 153/A maddesi hükmündeki düzenlemenin de benzer yönde olduğu iddia edilebilir. Ancak, VUK’un 153/A maddesinde öngörülen tedbirlerin tamamı sahte belge düzenleme fiilini işlediği ve/veya bu fiillere iştirak ettiği yolunda hakkında vergi incelemesi sonucunda tespit bulunan veya bu fiilleri işlediği yargı kararı ile kesinleşmiş bulunan mükellefler hakkındadır. 7194 sayılı Kanun ile yürürlüğe konulan VUK’un 160/A maddesi ise hiçbir somut tespit olmadan şüpheden hareketle mükellef hakkında işlem tesis edilmesini öngörmektedir.

 

Maddenin devamında bu kapsama alınan mükelleflerin e-faturaya geçmek zorunda oldukları yönünde düzenleme yapılmıştır.

 

Yine maddenin devamında, yapılacak vergi incelemesi sonucunda mükellefin sahte belge düzenlemediği tespit olunursa alınan teminatın iade edileceği belirtilmektedir. Ancak, teminatın bir maliyeti olduğuna kuşku yoktur. İster teminat mektubu şeklinde ister nakit veya başkaca şekillerde verilsin teminatın bir maliyeti vardır. Ayrıca, sahte belge düzenlediği için İdari tedbirlere maruz bırakılmasının neden olacağı iş, sipariş kayıplarının yanı sıra uğrayacağı ticari itibar kaybı da göz ardı edilemez. Bu şekilde hakkında yapılan inceleme sonucunda sahte belge düzenlemediği tespit edilen, dolayısıyla şüphe üzerine haksız yere teminat alındığı ortaya çıkan mükellefin müspet veya menfi zararının karşılanmasına yönelik bir düzenleme maddede yer almamaktadır. 

 

16) Vergi Usul Kanununun 370 inci maddesinde düzenlenmiş bulunan “İzaha Davet” müessesesinde bir takım değişiklikler yapılmıştır. Yeni düzenleme ile mükellefe tanınan izahta bulunma süresi, izaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren 30 güne çıkarılmıştır (önceden 15 gündü). Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) kullanılması halinin izaha davet kapsamına girebilmesi için aranan şartlar değiştirilmiştir. 

 

Süregelen uygulamada 2019 yılında geçerli olan tutarlar dikkate alındığında, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya yanıltıcı belge tutarının;

 

a) Her bir belge itibariyle 70 bin TL’yi geçmemesi ve

 

b) SMYİB tutarının mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5'ini aşmaması

 

gerekmektedir.

 

Yeni düzenlemeye göre SMYİB kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya yanıltıcı belge tutarının;

 

a) Bir takvim yılında 100 bin TL’yi geçememesi veya 

 

b) Bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması

 

gerekli ve yeterli görülmüştür.

 

Görüldüğü üzere her bir belge itibariyle aranan azami sınır kaldırılmış; onun yerine takvim yılı itibariyle geçerli azami bir maktu had belirlenmiştir. Takvim yılı itibariyle belirlenmiş olan azami maktu had aşılmış olsa bile SMYİB tutarının ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması halinde izaha davet müessesesinden yararlanma imkanı getirilmiştir.

 

Bu düzenleme 1/1/2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

17) Kanun Yolundan Vazgeçme Müessesesi: Vergi Usul Kanuna eklenen 379 uncu madde hükmü ile mükelleflere devam eden davalarla ilgili belirli şartlar dahilinde kanun yolundan vazgeçme imkanı tanınmıştır.

 

Buna göre vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç); 

 

a) Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,

 

b) Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i, 

 

mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk etmiş sayılacaktır. Bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilecek; kanun yolundan vazgeçilmesi halinde İdare tarafından da ihtilaf sürdürülmeyecektir.

 

Bu şekilde tahakkuk edecek tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenecektir. Bu sürede vergi aslı ve cezalarının %80’inin hesaplanacak gecikme faizi ile ödenmesi halinde tahakkuk eden vergi aslı ve cezaların kalan %20’si tahsil edilmeyecektir. Ancak, yargı mercilerince tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarı için bu indirim uygulanmayacaktır.

 

Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmeyecek ve bu alacaklar için icra takibi yapılmayacaktır.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığına kanun yolunda vazgeçme müessesesine ilişkin usul ve esasları düzenleme yetkisi verilmektedir.

 

379 uncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi hesaplanması için Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin üçüncü fıkrasına bent eklenmiştir.

 

Kanun yolundan vazgeçme müessesesi ile bu durumda gecikme faizinin hesaplanmasını düzenleyen hüküm 1/1/2020 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

18) Vergi Usul Kanununun 376 ncı maddesinde yer alan  vergi ve cezada indirim müessesesinde de değişiklik yapılmıştır. Süregelen düzenlemede kanuni şartları taşıyan vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde üçte biri indirilmekteydi. Yeni düzenleme ile vergi ziyaı cezasında indirim, cezanın yarısı olarak sabitlenmektedir. Müteakiben kesilenlerde de şartlar mevcutsa yarısı indirilecektir. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirim aynen muhafaza edilmiştir.

 

Bu maddede yapılan önemli bir değişiklik uzlaşılan vergi ve vergi ziyaı cezalarının kanuni süresinde ödenmesi halinde vergi ziyaı cezasında %25 indirim öngörülmüş olmasıdır.

 

19) Vergi Usul Kanununun Ek-9 uncu maddesinde yapılan değişiklikle mükelleflerin uzlaşma ve VUK 376/1 maddesi kapsamında yer alan cezada indirim müessesesinin sadece birinden yararlanabilecekleri konusu açıklığa kavuşturulmuştur.

 

20) Vergi Usul Kanununun Ek-1 inci maddesinde yapılan değişiklikle SMİYB kullanma fiilini işlemiş olabileceklerine dair İzaha Davet müessesesi kapsamında haklarında ön tespit yapılan ve izaha davet yazısı tebliğ edilen mükelleflerin; süresinde beyanname vermeleri durumunda kesilen %20 oranındaki vergi ziyaı cezası uzlaşma kapsamı dışına çıkarılmıştır. Bu düzenlemenin yürürlük tarihi 1/1/2020 olarak öngörülmüştür.

 

 

F- Değerli Konut Vergisi İhdas Edilmiştir.

 

21) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa eklenen 42-49 uncu maddeler ile değerli konut vergisi ihdas edilmiştir.

 

a) Verginin Konusu

 

Türkiye sınırları içinde bulunan, vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce (TKGM) belirlenecek değeri 5 milyon TL ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar değerli konut vergisine tabidir. Vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenen değeri 5 milyon TL’nin altında olan mesken nitelikli taşınmazlar bu vergiye tabi değildir.

 

b) Vergiye Ait Değerlerin Belirlenmesi ve Tebliği

 

5/2/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 30 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile 4 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesinin 480 inci maddesinde değişiklik yapılarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne (TKGM’ne), taşınmazların toplu değerleme yöntemleriyle değerini belirlemek, değer bilgi merkezini kurmak, yönetmek ve değer haritalarının güncel tutulmasını sağlamak görev ve yetkisi verilmiştir. Yine aynı Kararname ile TKGM bünyesinde “Taşınmaz Değerleme Daire Başkanlığı” kurulmuştur. Taşınmaz Değerleme Daire Başkanlığının görev ve yetkilerini düzenleyen 4 sayılı Kararnamenin 484/1-e maddesine bakıldığında Dairenin, taşınmazların toplu değerleme yöntemleriyle değerlerini belirlemenin yanında gereken durumlarda toplu değerleme çalışmalarında kullanılmak üzere tekil değerleme yaptırmak veya talep etmek yetkisine de sahip olduğu görülmektedir.

 

Bu çerçevede TKGM Taşınmaz Değerleme Daire Başkanlığınca yapılacak değerleme çalışması sonucunda belirlenen ve değeri 5 milyon TL ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar TKGM’nin internet sitesinde ilan edilecek ve değerleme sonucu ayrıca ilgilisine tebliğ edilecektir. 7194 sayılı Kanunda, tebliğ tarihinden 15 inci günün sonuna kadar TKGM’ne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmaz değeri kesinleşir denilmektedir. Yine Kanunda kesinleşen değer, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edilir; bu değer, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edilir hükmü yer almaktadır. Kanunda 15 günlük itiraz süresi ve itiraz yolunun idari itiraz için olduğu anlaşılmaktadır. Kanunda geçen “kesinleşir” ifadesini de belirlenen değerin kesin ve yürütülmesi gereken aşamaya gelmesi şeklinde anlamak gerekir; idarenin bu tasarrufuna karşı elbette yargı yolu açıktır. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olması Anayasamızın gereğidir. 

 

Değerli konut vergisi uygulamasında TKGM tarafından belirlenen bir değerin bulunmaması halinde Emlak Vergi Kanununa göre belirlenmiş olan bina vergi değeri esas alınarak vergilendirme yapılacaktır.

 

c) Matrah ve Nispet

 

Verginin matrahı, bina vergi değeri ve TKGM tarafından yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenen değerden yüksek olanıdır. 

 

Konutun değerine göre artan oranlı bir vergi tarifesi benimsenmiştir. Buna göre vergiye tabi taşınmazın değeri;

 

5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar………..binde 3

7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar………binde 6

10.000.001 TL’yi aşanlar………………………………………….yüzde 1

 

oranında vergilendirilecektir. Yukarıda yer alan değerler her yıl bir önceki yıla göre yeniden değerleme oranında artırılacaktır.

 

Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınacaktır.

 

Vergi dilimlerinde yer alan değer eşikleri ile TKGM tarafından belirlenen 5 milyon ve üzerinde olan konutların değeri her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak VUK hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacaktır.

 

d) Mükellefiyet

 

Değerli konut vergisinin mükellefi, mesken nitelikli taşınmazın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa taşınmaza malik gibi tasarruf edendir.

 

Paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.

 

Değerli konut vergisi mükellefiyeti;

 

a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerin 5 milyon TL’yi (veya izleyen yıllarda yeniden değerleme oranında artırılmış tutarı) aştığının (bu tutar dâhil) belirlendiği tarihi,

 

b) Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,

 

c) Muafiyetin sona erdiği tarihi,

 

takip eden yıldan itibaren başlar.

 

Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hâle gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan mesken nitelikli taşınmazlardan dolayı mükellefiyet, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren sona erer.

 

e) Muaflıklar

 

Aşağıda yazılı mesken nitelikli taşınmazlar, değerli konut vergisinden muaf tutulmuştur:

 

a) Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar.

 

b) Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.).

 

c) Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye’de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli taşınmazlar.

 

d) Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâlleri hariç).

 

f) Beyan, Ödeme Süresi ve Ödeme Yeri

 

Mükellef tarafından, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve TKGM tarafından belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mesken nitelikli taşınmazın değerinin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığı (bu tutar dâhil) yılı takip eden yılın Şubat ayının 20 nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edilecek ve vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunacaktır. İzleyen yıllar için de mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilecek ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunacaktır.

 

Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden de beyanname verme imkanına sahiptirler. Paylı mülkiyet halinde ise beyanname münferiden verilecektir.

 

Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenecektir.

 

Yıl içerisinde mükellefiyetin başlamasını gerektirecek durumun meydana gelmesi halinde, mükellef tarafından takip eden yılın beyanname verme süresi içerisinde ilgili vergi dairesine beyanname verecektir.

 

 

G- Sporcu Ücretleri Üzerinden Tevkif Yoluyla Alınan Verginin İadesi Uygulamasında Değişikliğe Gidilmiştir.

 

22) 3289 Sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun ek 12 nci maddesinde düzenlenmiş olan sporcu ücretleri üzerinden tevkif yoluyla alınan gelir vergisinin iadesi uygulamasında değişikliğe gidilmiştir. Madde “Amatör sporun desteklenmesi” başlığı ile yeniden düzenlenmiş; kanuni süresinde beyan edilerek ödenen gelir vergisi tevkifat tutarların işverenlerce açılacak özel banka hesabına red ve iadesi uygulamasından vazgeçilerek, kanuni süresinde beyan edilen ve ödenen gelir vergisi tevkifatından Hazine ve Maliye Bakanlığınca uygun görülen payın Gençlik ve Spor Bakanlığı adına açılacak özel hesaba aktarılması ve bu hesaptan amatör sporun desteklenmesi için harcanması esasına geçilmiştir. Bu düzenlemenin yürürlük tarihi 1/1/2020’dir.

 

7194 sayılı Kanun metni aşağıda yer alan duyuru dosyamızda bulunmaktadır.

 

 

PAYLAŞ