Bugünün Sorunlarına, Geleceğin Çözümleri...
Soru & Cevap Kariyer +90 212 325 25 01

7394 sayılı Kanun ile Vergi Kanunlarında Yapılan Değişiklikler

Vergi kanunlarında önemli değişiklikler öngören 7394 sayılı Kanun 15/4/2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu duyurumuzda 7394 sayılı Kanun ile yapılan vergisel düzenlemeler açıklanmıştır.

 

1) Gelir Vergisi Kanununun 41 inci maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci eklenen hüküm uyarınca“5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun” ek-4 üncü maddesi kapsamında hakkında reklam yasağı uygulananlara verilen reklamların giderlerinin, kurum kazancı ile gelir vergisi mükellefleri bakımından taciri kazancın tespitinde gider olarak indirimi kabul edilmeyecektir. Bu düzenleme Kanunun yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

2) Serbest meslek mükellefiyeti bulunan ve ayrı muayenesi ve organizasyonu bulunmaksızın faaliyetlerini özel sözleşmelere istinaden; özel sağlık kuruluşları ile vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında yürüten diş hekimleri dahil hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişilerin gelirlerinin serbest meslek kazancı olarak vergilendirileceği konusuna açıklık getirilmiş; bu gelirlerin ücret olarak vergilendirilmesi imkanı ortadan kaldırılmıştır.

 

Bu kapsamda, Gelir Vergisi Kanununun 66 ncı maddesine eklen ikinci fıkra hükmü ile 5510 sayılı Kanunun ek 10 uncu maddesi uyarınca anılan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında; sigortalı sayılan hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler serbest meslek erbabı olarak sayılmışlardır. Söz konusu düzenleme Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

3) Vergi daireleri tarafından tahakkuk fişi, ihbarname, ödeme emri, muhasebe işlem fişi, haciz varakası, mahsup alındısı, takdire sevk fişi gibi çok sayıda belge düzenlenmektedir. Vergi dairesinin görev, yetki ve sorumluluklan kapsamında düzenlenen bu belgelerin bir kısmı mükelleflere tebliğ edilirken bir kısmı sadece iç işlemlerde kullanılmaktadır. 

 

Elektronik ortamda düzenlenip 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsammda elektronik imza ile imzalanan belgeler dışında halen çok sayıda belge fiziki ortamda düzenlenmekte ve ıslak imza ile imzalanarak muhafaza edilmektedir. 

 

Vergi Usul Kanunu(VUK)nun 4 ncü maddesinde değişiklik yapılarak, vergi dairesince VUK ile diğer Kanunlar kapsammda yapılan işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırma, vergi daireleri tarafından düzenlenen ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin bu daireler adına Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanmasına izin verme, elektronik imza, mühür veya onayın kullanım usul ve esaslarım düzenleme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.

 

Söz konusu düzenleme Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

4) Vergi suçlarında ceza üst sınırları artırılırken, etkin pişmanlık müessesesi getirilmiş ve zincirleme suç konusunda yeni düzenleme yapılmıştır.

 

Vergi Usul Kanunun 371 inci maddesinde etkin pişmanlık müessesesine yer verilmiş olup, 359 uncu maddede, 371 inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında söz konusu madde hükümlerinin uygulanmayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bununla birlikte, etkin pişmanlığın, suç soruşturmasına başlanmadan önceki dönem için kabul edilmesi nedeniyle soruşturma ve kovuşturma evresinde fail tarafından bu yola başvurulamamaktadır.

 

Maddede yapılan düzenlemelerle, VUK 359 uncu maddesinde yer alan suçlar bakımından soruşturma ve kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesine imkân sağlanmıştır. Buna göre, maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, hesaplanan gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezalann yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde fail hakkında verilecek cezada yan oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi  halinde ise üçte bir oranında indirim yapılacaktır. Ayrıca, tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda cezadan yarı oranında indirim yapılması öngörülmüştür. 

 

Diğer yandan, failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için vergi mahkemesinde dava açmaması, açmışsa feragat etmesi, kanun yollarına başvurmaması veya başvurmuşsa vazgeçmesi gerekmektedir. VUK’da tarh edilen vergiler ile kesilen cezalara ilişkin ihtilafların dava konusu yapılmadan idari aşamada çözümlenmesine imkân veren farklı düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Kanunun ek 1 ilâ ek 11 inci maddelerinde düzenlenen uzlaşma müessesesidir. Mükellefler gerek tarhiyattan önce gerekse tarhiyattan sonra vergi ve cezalar için idareden uzlaşma talep edebilmektedir. Uzlaşma gerçekleşmesi halinde mükellefler uzlaşılan vergi ve cezalar için artık dava açma yoluna gidememektedir. Benzer düzenleme etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi bakımından da getirilmektedir. Söz konusu müesseselerin uygulanması zorunlu olmayıp, mükelleflerin kendi tercihlerine istinaden uygulanabilecektir. Bu bakımından mükellefler belirtilen uygulamaları tercih edip, dava yoluna gitmeyerek veya feragat ederek, sağlanan indirim imkânından faydalanabilecektir. Bu uygulamaları tercih etmeyen mükellefler ise sağlanan indirim imkânından faydalanamayacak ancak, bu mükelleflerin tarh edilen vergi ve kesilen cezalara ilişkin vergi mahkemelerinde dava açma hakları saklı olacaktır. 

 

Maddede yapılan diğer bir düzenlemeyle, 359 uncu maddede yer alan suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Böylelikle, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla takvim yılında/hesap döneminde işlenen suçlar bakımında da ceza miktarının belirlenmesinde zincirleme suça ilişkin koşulların esas alınması sasğlanmıştır. Ancak, hukuki veya fiili kesintinin varlığının kabulü halinde zincirleme suça ilişkin hükümler değil, gerçek içtima hükümleri uygulanacaktır. 

 

Öte yandan, maddede yer alan hapis cezalarının üst sınırı artırılmıştır. Yeni düzenlemeye göre; 

 

-359/a bendinde yazılı filler için 18 aydan 5 yıla kadar,

 

-359/b bendinde yazılı fiiller için 3 yıldan 8 yıla kadar,

 

-359/c bendinde yazılı fiiller için 2 yıldan 8 yıla,

 

-359/ç bendinde yazılı fiiller için 3 yıldan 8 yıla kadar,

 

hapis cezası uygulanması söz konusu olacaktır.

 

Düzenleme yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

5) Vergi Usul Kanununa eklenen Geçici 34 üncü madde ile Kanunun 359 uncu maddesinde yapılan ve yukarıda açıklanan değişikliklere ilişkin geçiş hükmü düzenlenmiştir.

 

Bu hükme göre haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.

 

Yukarıda yer alan birinci fıkra hükümleri söz konusu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde (15/4/2022) soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır.

 

Söz konusu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde (15/4/2022) 359 uncu madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilecektir.

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilecektir.

 

359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemelerde yer alan zincirleme suça ilişkin koşulların belirlenmesi, duruşma açılmak suretiyle yapılacaktır.

 

6) Vergi Usul Kanununun 367 nci maddesine eklenen beşinci fıkra hükmü ile Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişinin dışında başka bir kişi tarafından işlendiğinin veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartının aranmaması sağlanmıştır.  Düzenleme yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

7) Seyahat Acentaları Birliğine ödenecek 2022 yılı yıllık aidatlarının hesaplanmasında 2022 yılı için Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranının yüzde ellisi dikkate alınacaktır.

 

8) Türkiye’de yerleşik olmayanlarca Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca KDV’den istisna olarak teslim alınan konut veya iş yerinin bir yıl içerisinde elden çıkarılması halinde zamanında tahsil edilmeyen verginin, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre hesaplanan tecil faiziyle birlikte tapu işleminden önce elden çıkaran tarafından ödenmesi şartında süre, yapılan düzenleme ile süre üç yıla çıkarılmıştır.

 

Düzenleme 1 Mayıs 2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

9) Katma Değer Vergisi Kanununun  13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine “Adalet Bakanlığı,” ibaresinden sonra gelmek üzere “İçişleri Bakanlığı,” ibaresi eklenmiş, bentte yer alan “Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı,” ve “, Emniyet Genel Müdürlüğü” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır. Böylece, İçişleri Bakanlığının tüm teşkilatına ilgili bent kapsamında yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’den istisna olması sağlanmıştır.

 

10) Katma Değer Vergisi Kanununun Kanunun Geçici 37 inci maddesine göre, imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve altı aylık dönemleri itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde, 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve yıl sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi izleyen yıl içerisinde talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade edilmektedir.

 

Yapılan düzenleme ile istisna uygulaması 31/12/2025 tarihine kadar uygulanmak üzere, KDV Kanununda yer alan diğer istisna uygulamaları ile uyumlu hale getirilmiştir. Böylelikle, yatırım yapan mükelleflerin bu kapsamdaki alışlarını KDV uygulanmaksızın yapmalarına imkan tanınmıştır. 

 

Madde ile ayrıca turizme yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işleri de bu istisna kapsamına alınmıştır. 

 

Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle, mal teslim eden veya hizmeti ifa eden mükellefler tarafından yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilecektir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, KDV Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında teslimde bulunan mükellefin talebi üzerine iade edilecektir.

 

Ayrıca, söz konusu maddede yer alan sürenin üç yıla kadar uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir. 

 

Düzenleme 1 Mayıs 2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.

 

11) Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen Geçici 42 nci madde 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun” 80 inci maddesi kapsamında teşviklerden yararlanmasına karar verilen ve bu kapsamda sera etkisi yaratan egzoz gazı salınımını tamamen ortadan kaldıracak teknolojilerin geliştirilmesi için münhasıran Türkiye’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirdikleri elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflere bu araçların geliştirilmesine yönelik verilen ve yatırım teşvik belgesi kapsamında yer alan mühendislik hizmetleri 31/12/2023 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmiştir. 

 

Teşvik belgesine konu yatırımın tamamlanmaması halinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlayacaktır.

 

Bu kapsamda yapılan hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilecektir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, KDV Kanununun 32 nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilecektir.

 

Düzenleme yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığına maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmiştir.

 

12) Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesi ile geçici 13 üncü maddesine değişiklik yapılarak 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları da dahil olmak üzere 

 

- 6361 sayılı Kanun kapsamındaki şirketler, 

 

- Elektronik ödeme ve para kuruluşları, 

 

- Yetkili döviz müesseseleri, 

 

- Varlık yönetim şirketleri, 

 

- Sermaye piyasası kurumları ile 

 

- Sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin 

 

kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisi oranı %25 olarak belirlenmiştir. 

 

Yeni oran, 1/7/2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerden başlamak ve 1/1/2022 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için geçerli olmak üzere Kanunu yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

13) Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesine eklenen hüküm ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı maddesi uyarınca sermayenin tamamlanmasına karar verilen şirketin ortakları tarafından zarar sebebiyle karşılıksız kalan kısmı kapatacak miktarda şirkete aktarılan tutarların kurum kazancının tespitinde dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanununda düzenlenen söz konusu müessese, vergi idaresinin uygulamada tartışma yaratan, ortaklar tarafından bu amaçla şirkete aktarılacak tutarların kurumlar vergisine tabi olduğu yönündeki özelgeleri nedeniyle işlerlik kazanmamıştı. Yapılan bu düzenleme ile bu tartışma sona erdirilmiş, TTK’da yer alan müessesenin işlerlik kazanmasının önündeki vergisel engel ortadan kaldırılmıştır. Düzenleme Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

14) Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-a maddesine göre kurumların yatırım fonlarından elde ettikleri kar payları kurumlar vergisinden istisna idi. 7394 sayılı Kanun ile eklenen hükümler ile yatırım fonu katılma payı alan şirketlerce;

 

a) Katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançlar ile kar payları,

 

b) Katılma paylarının dönem sonu değerlenmesinden kaynaklanan kazançlar,

 

kurumlar vergisinden müstesna hale gelmiştir.

 

Portföyünde yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulunan yatırım fonlarından elde edilen kar payları ile diğer suretle sağlanan kazançlar için istisna uygulanması söz konusu değildir.

 

Ayrıca Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yatım fonu katılma paylarını (portföyünde yabancı para birimi cinsinden varlık ve altın ile diğer kıymetli madenler ve bunlara dayalı sermaye piyasası araçları bulunan yatırım fonlarının katılma payları hariç) satışından doğan kazancının %75’lik kısmı, Kurumlar Vergisi Kanunun 5/1-e maddesine eklenen hüküm ile söz konusu bentte yer alan şartlarla, bentte düzenlenmiş olan iştirak hissesi satış kazancı kapsamına alınmıştır.

 

Yeni düzenleme ile getirilen gerek katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançlar ile katılma paylarının dönem sonu değerlenmesinden kaynaklanan kazançlara ilişkin istisna, gerekse katılma paylarının satışından doğan %75’lik istisna, Kanunun yayımı tarihi olan 15/4/2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

 

15) Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-d maddesine eklenen hüküm ile altyapı gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançlarının kurumlar vergisinden istisna olmadığı düzenlenmiştir. Bilindiği gibi gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna iken daha sonra sermaye piyasası mevzuatına dahil olan altyapı gayrimenkul yatırım ortaklıklarının durumu hakkında tereddüt hasıl olmuş, vergi idaresi de 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliğinde altyapı gayrimenkul  yatırım fon ve ortaklıklarının kazançlarının KVK’nun 5/1-d maddesi kapsamında kurumlar vergisinden istisna olmadığı yönünde düzenleme yapmıştı. Ancak, Tebliğ ile yapılmış olan düzenleme uygulamada tartışmaları ve hukuki ihtilafları gidermede yeterli olmamıştır. Bunun üzerine, Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-d maddesine eklenen hüküm ile esas faaliyet konusu itibarıyla gayrimenkul, gayrimenkul projeleri ve gayrimenkule dayalı haklardan oluşan portföyü işletmek amacıyla kurulanlar dışında kalan gayrimenkul yatırım fon ve ortaklıklarının kazançlarının kurumlar vergisinden istisna olmadığı yönünde düzenleme yapılmıştır. 

 

Bu düzenleme 2023 yılı kazançlarına uygulanmak üzere Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

PAYLAŞ